Piyasalar seçim ve enflasyon kıskacında

Enflasyonda beklenen hızlı düşüşün yaşanmaması ve seçim belirsizliği piyasalarda kafa karışıklığına yol açıyor. Uzmanlar aday odaklı seçim tartışmalarının borsada negatif etki yarattığını söylerken, enflasyonun yüksek seyredeceği beklentisinin yatırımcı ilgisini canlı tutacağı görüşünde.

Piyasalar seçim ve enflasyon kıskacında
REKLAM ALANI
Yayınlama: 06.03.2023
7
A+
A-

Birol BOZKURT

2022’yi son 20 yılın en yüksek enflasyon rakamları ile geçiren Türkiye’de enflasyon sorunu devam ediyor. Baz etkisinden kaynaklı düşüşler olsa da açıklanan veriler beklentileri karşılamaktan uzak. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre şubatta aylık enflasyon yüzde 3,15, yıllık enflasyon yüzde 55,18 oldu.

Aylık bazda tüketici fiyatları endeksi, şubat ayı ile birlikte üst üste 50. ayda da artmış oldu. Ocak ayında ise aylık enflasyon yüzde 6,65, yıllık enflasyonu yüzde 57,68 açıklanmıştı. Enflasyonda beklenen hızda düşüşün yaşanmaması borsaya yatırımcı ilgisinin süreceği beklentisini doğururken seçimlere az bir süre kalması piyasalarda baskı oluşturuyor.

İYİ Parti lideri Meral Akşener’in 6’lı masadan ayrıldıklarını açıklaması ve aday merkezli tartışmaların da piyasaları negatif etkilediği görülüyor. Ekonomi yönetimi döviz ve borsada seçime kadar işleri sıkı tutmak için yoğun çaba gösterirken ekonomistlere göre artan belirsizlik piyasalarda oynaklık riskini de artırıyor.

Politik belirsizlikle oynaklık artacak

Türkiye, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için 14 Mayıs’ta sandığa gidecek. Ekonomistler, Cumhuriyet tarihinin en kritik seçiminden önce piyasalarda ‘politik belirsizlik’ sebepli oynaklığın artabileceğine dikkat çekiyor. Ekonomistlere göre, finansal piyasalardaki dengesizlikler 14 Mayıs’a kadar derinleşerek devam edecek. TL’de reel kazanç potansiyeli olarak ise yatırımcının gözünde borsa yine ön planda olacak. Ancak borsada oynaklık daha da artacak.

Beklentiler yönetilemez ise enflasyon düşmez

Önümüzdeki dönemde enflasyonun da etkisi ile insanların refahında ciddi bir azalma meydana geleceğini söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gelecek ay enflasyonı, “Kurumlar inandırıcılığını yitirdiğinde enflasyon herhangi bir gelişme nedeniyle değil sırf beklenti nedeniyle artmaya başlar.

İnsanlar enflasyonun düşeceğine inanmadığı için sürekli fiyat artışı olacak diye düşünerek mallarını fiyatlarken bunu düşünerek fiyatı artırıyorlar. 1999 depremi sonrası o dönemki hükümet döviz çıpasına geçerek enflasyonun ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisini azaltmak için kararlı bir tutum izledi. Yöntem doğrudur yanlıştır tartışılır ama bir kararlı tutum gösterildi. Şu anda iktidarın bu konuda bir aksiyon planını ben göremiyorum.

Bu ortamda nasıl beklenti oluşturacaksınız? Gelecek ay enflasyonun artmasını bekliyoruz deprem nedeniyle. Özellikle gıda fiyatlarında artış olacak. Deprem bölgesi için yapılması gereken harcamaların bütçeye yük olacağını öngörülüyor. Bu da enflasyonu uzun bir süre yukarı yönlü etkileyecek” diye konuştu.

TL ile fiyatlanan varlıklarda yükseliş olacak

Enflasyonda beklenen düşüşün gerçekleşmediğini vurgulayan Phillip Capital Yurt İçi Piyasalar Grup Başkanı Üzeyir Doğan, “Enflasyonda hızlı geri çekilme ve dengeli bir büyüme beklentisi vardır ancak yaşanan depremin ardından enflasyonist sürecin geçen yılki şiddette olmasa da bu yıl da devam edeceği beklentisi kuvvetlendi” diye konuştu. Enflasyonist sürecin bu yıl da devam edeceğini belirten Doğan, bu beklentinin orta vadede TL ile fiyatlanan tüm varlık gruplarının fiyatlarının da nominal olarak yükselmesi anlamına geldiğini söyledi.

Doğan ayrıca, “Demirin, şekerin, yağın, çimentonun, arabanın, evin yani aklınıza gelebilecek neredeyse bütün varlık fiyatlarının ve dolayısıyla bunları üreten şirketlerin satışlarının, kârlarının (marjların korunduğu varsayımında) diğer etkenler nedeniyle dalgalanmalar olsa da orta vadede TL bazında yükseldiğini göreceğiz.

Bu durum şirketlerin hisse fiyatlarının da TL bazında yükselmesini beraberinde getirecektir. Bununla birlikte seçim, jeopolitik ve siyasi riskler gibi önemli değişkenlerin kısa vadede enflasyon fiyatlamasının önüne geçebileceği de göz önünde bulundurulmalı. Yakında gerçekleşmesi beklenen seçimi de bu gözle değerlendirmek geriyor.

Seçim süreci ve sonrasında ortaya çıkacak tablo bir süre enflasyon da dahil finansal sonuçların etkilerini gölgede bırakabilir” dedi. Piyasaların belirsizliği sevmediğini vurgulayan Doğan, “Piyasalar belirsizlik ortadan kalkana kadar korumacı bir tutum sergilerler. Son dönemde yüzde 30’lara varan mevduat getirileri korunmak isteyenler için kısa vadede bir alternatif olabilir.

Bu da endeksteki yukarı yönlü hareketleri en azından seçim belirsizliği ortadan kalkana kadar sınırlayabilir. Bununla birlikte bu süreçte seçim sonuçlarını etkileyebilecek her türlü veri endekste volatilitenin yükselmesine neden olacaktır. Bu nedenle bu stresle baş edemeyeceğini düşünenlerin portföy çeşitlendirmesi yapması ve yönetebileceklerinden daha fazlasını riskli varlıklarda bulundurmaması faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Enflasyonda %50’nin altında kalıcılık olmaz

Enflasyonda baz etkisinin mayıs-haziran dönemine kadar sönümleneceğini söyleyen Dinamik Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan, “Aylık dönemde fiyat artışlarının halen son yılların ortalamasının üzerinde seyrettiğini gözlemliyoruz.

Bu nedenle, şu anda baz etkisi kaynaklı yıllık enflasyonda düşüş gerçekleşiyor olsa da, genişlemeci politikaların oluşturacağı sorunlar nedeniyle yıl ortasından itibaren enflasyon trendinin yatay kalacağını ve %50 altında kalıcılık sağlamayacağını düşünüyoruz.

Borsa kısa vadede oluşan piyasa histerisi ve bunu dengeleme amaçlı olarak merkezi otorite tarafında ortaya konan tedbirler arasında bir noktada fiyatlama yapma eğiliminde. Bu aşamada şirketlerin geri alım programlarıyla destek sağlaması, BES fonlarının alımları ve aynı zamanda varlık fonu kaynaklı piyasaya sağlanacak destekler bu dengenin sağlanması açısından önemli olacaktır.

Bilanço, finansal veri veya makroekonomik perspektife uyumlu bir borsa hareketi tam normalleşme ile sağlanabilir. Trend oluşması yönünde halen belli eşik ve kriterlerin sağlanması gerekli. Uzun perspektifte ise mevcut ekonomi politikası ile oluşturulan etkiler en azından seçime kadar devam edecektir” diye konuştu.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.