Destici: Bazı çevreler Türkiye’yi karıştırmak istiyor!

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerine destek ziyaretinde bulundu.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019’da başlattığı oturma eylemi 1282’nci gününde sürüyor.

Destici, beraberinde partililerle evlat nöbeti tutan aileleri HDP il binası önünde ziyaret etti, onlara desteklerini iletti, annelere Türk bayraklı şal ve karanfil hediye etti. Aileler de terör örgütü PKK ve HDP’ye tepkilerini dile getirerek yarın kutlanacak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kendilerine yapılacak ziyaretlerle destek olunmasını istedi.

Bu konuda gereği yapılmalı

Destici, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, ailelerin acısına ortak olmak için buraya geldiklerini belirterek “Şu ana kadar bu 357 aileden 39’unun çocukları geldi, 39 aile çocuklarını kavuştular, temennimiz devletimizin güvenlik güçlerimizin çabası bu 357 ailemizin tamamının yavrularını kavuşmasıdır.” dedi.

Güvenlik güçlerinin terörle mücadelesinin sürdüğünü, hukukun da bu konuda gereğini yapması gerektiğini dile getiren Destici, şunları söyledi:

Bunların delilleri, ispatları var

“Anayasa Mahkemesinin süren kapatma davasını bir an önce sonuçlandırıp PKK’nın siyasi şubesinin varlığına son vermesi lazım, bu sadece bizim değil bütün Türk milletinin ve buradaki Diyarbakır annelerinin ve Diyarbakır’da yavruları HDP eliyle Kandil’e terör örgütüne götürülen ailelerin de talebi.

Anayasa Mahkemesi eğer delil arıyorsa gelsin bu Diyarbakır annelerinin, buradaki aileleri bir dinlesin. Bizzat buradaki ailelerin içinde çocuklarının bu binaya girip ve daha sonra da dağa gittiğini terör örgütüne götürüldüğünü söyleyen onlarca yüzlerce aile var, bunların delilleri, ispatları var.”

Batsın öyle seçim zaferi diyorum

Bazı siyasi partilerin PKK ile işbirliği yaptığını öne süren Destici, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Neyin adına yapıyorlar bunu, seçimi kazanma adına yapıyorlar. Batsın öyle seçim zaferi diyorum, o şekil seçimi kazanacaksanız hiç kazanmayın çünkü onun ne size ne millete ne ülkeye ne de devlete bir hayrı olmayacaktır.

Onların desteğini aldığınız gün onun bedelini ve diyetini ödemek zorunda kalacaksınız. O diyet belki siz olmayacaksınız, o siyasi partilerin genel başkanlarına ve yöneticilerini söylüyorum.

Kürt kardeşlerimizin çocukları bedel olarak ödeniyor

Belki sizin çocuklarınız diyet olarak ödenmeyecek, ama bu milletin Diyarbakır’ın, Van’ın buradaki Kürt kardeşlerimizin çocukları bedel olarak ödeniyor. Onun için bu bedeli bu milletin hiçbir ferdine ailesine çocuğuna ister Kürt ister Türk ister Alevi, Sünni olsun ödetmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Bu ödetenlerin veya onların yanında saf tutanların sonuna kadar karşısında olacağımızı da bir kere daha buradan seslenmek istiyorum ve uyarmak istiyorum.”

“Futbol ya da spor müsabakaları bir taraftan dostluğu kardeşliği geliştirmek için yapılan faaliyetlerdir”

Destici, gazetecilerin Bursaspor-Amed Sportif Faaliyetler maçı ile ilgili sorusu üzerine, futbol ya da spor müsabakalarının dostluğu kardeşliği geliştirmek için yapılan faaliyetler olduğuna işaret etti.

Bu arada Destici’nin açıklama yaptığı sırada bir anne baygınlık geçirdi. Açıklamasına ara veren Destici, anne ile ilgilendi. BBP Genel Başkanı Destici, konuşmasına şöyle devam etti:

Belli ki bazı çevreler yine Türkiye’yi karıştırmak istiyor

“Şimdi burada esas benim tehlikeli bulduğum şu; özellikle o ‘Toros’ resimleri efendim bazı figürler bunlar Gladio dönemin Türkiye’sinin fotoğrafları bunlar. Derin devletin iş başında olduğu dönemin fotoğrafları ve simgeleri. Bunlar Bursaspor taraftarının ya da bu ülkedeki herhangi bir takım taraftarının, kendi aklıyla kendi planıyla yapılacak işler değil. Dolayısıyla bizim esas dikkat etmemiz gereken mesele budur.

Belli ki bazı çevreler yine Türkiye’yi karıştırmak Türkiye’de birtakım provokatif hadiseler gerçekleştirmek istemektedirler. Bizim esas görmemiz gereken budur. Türkiye artık ne Gladio dönemlerine ya da benzer dönemlere dönemez. Türkiye’ye kadim bir devlettir, Türk devleti kadim bir devlettir ve bu devlet Kürdü’yle, Türkmen’iyle, Çerkez’leriyle, Boşnak’ıyla, Alevi’siyle, Sünni’siyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.”

Söz konusu hadise üzerinden Bursa halkı ya da tüm Bursaspor taraftarlarını itham etmenin yanlış olduğunu vurgulayan Destici, şu değerlendirmeyi yaptı:

Kürt kardeşlerimize yapmış gibi göstermelerini de reddediyorum

“Bu olayı kimler gerçekleştirmişse, kimler o seyircilerin ellerinde bu pankartları tutuşturmuşsa, kimler o sloganları atmışsa, elbette devletimiz gerekli soruşturmaları başlatmıştır, bunları bulacaktır. Ve bu suçu işleyenler mutlaka hukuk önünde cezasını alacaktır.

Soruşturma başlamış ve birkaç kişi de bildiğim kadarıyla tutuklanmıştır ama burada şunu da söylememiz gerekiyor öbür taraftan PKK’nın ve PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin bu olayı sanki bütün Bursa halkı ya da sanki bütün Bursa taraftarları, bu olayı bilinçli bir şekilde yapmış ve sanki etnik temelli bir şekilde yani bizim Kürt kardeşlerimize yapmış gibi göstermelerini de reddediyorum, kabul etmiyorum onların dolayısıyla da her hadiseyi istismar ettikleri gibi bu hadiseyi de istismar ettiklerini görüyoruz.”

Destici, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’na dönüşüyle ilgili de şunları kaydetti:

Dışarıdan devreye girdiler

“Masayı terk etmişti ama daha sonra hangi akıl, üst akıl, alt akıl, yan akıl, orta akıl, hangi akıl devreye girdi, hangi çevrelerden dışarıdan devreye girdi, kimler kulağına ne fısıldadı, parti içi istişareler dünkü izlediğimiz kadarıyla masaya dönmemesini söylüyordu. Yani il başkanları ile yaptığı toplantıda Meral Hanım’a tam destek çıktı, ona aday olarak görmek istedikleri açıklandı yapılan toplantıda Meral Hanım’a tam destek çıktı.

Efendim işte Başkanlık Divanı, merkez yönetimde yapılan toplantıda tam destek çıktı, parti içinde bu kadar güçlü destek varken acaba hangi güçler devreye girdi de hangi çevreler devreye girdi de Meral Hanım, efendim işte 2 belediye başkanının Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapılması şartıyla masaya döndü.”