Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) çelik boru sektörüne yönelik 2023 yılı beklentilerine dair değerlendirmelerini açıkladı.
Küresel belirsizliklere rağmen 2022 yıl sonunda bir önceki yıla oranla ihracatını yüzde 10,7 oranında artırarak Türkiye ekonomisine 2.3 milyar dolarlık katkı sağlayan sektör, başta gümrük vergisinde olmak üzere yeni düzenlemelerin hayata geçmesiyle rekabetçi gücünü üst seviyelere taşımayı ve Türkiye’ye daha fazla değer katmayı amaçlıyor.
ÇEBİD Genel Sekreteri Mehmet Zeren, sektörün çok büyük ihracat potansiyeli olduğuna inandıklarını belirterek, “unu açığa çıkararak rekabetçi gücümüzü sürdürülebilir kılmak istiyoruz” şeklinde devam etti.
Üretim tüketimi karşılamıyor
Sektörün sorunları ve bunlara yönelik olası düzenlemeler üzerine de değerlendirmelerde bulunan Zeren, sektörün hammadde olarak kullandığı sıcak yassı çelik ürünlerinin yurt içindeki üretiminin, tüketimi karşılamadığını belirtirken şu değerlendirmede bulundu: “Hammadde olarak kullandığımız ürünlerin yurt içindeki üretimi 10.5 milyon ton ve bunun 2 milyon tonu ihraç ediliyor. Oysa bu ürünlerin yurt içi tüketimi 13 milyon ton dolayında bulunuyor ve bu nedenle yaklaşık 4.5 milyon ton ürün ithal ediliyor.
Bununla birlikte, sıcak yassı çelik ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergisi oranı Ocak 2023 itibarıyla yüzde 9’dan yüzde 15’e yükseltilmiş durumda. Ülkemizi sarsan deprem felaketinin yaşandığı bölgede faaliyet gösteren ve önemli miktarda üretim yapan bir işletmede üretimin durmuş olması da arzın önemli ölçüde azalmasına neden oldu. Tüm bu gelişmeler, önemli bir sorun olan hammaddeye erişim ile ilgili sorunlarımızı biraz daha derinleştirdi” dedi.
Ton fiyatı 100 dolar attı
Gümrük vergilerinin artırıldığı tarihten bu yana sıcak yassı çelik fiyatlarında ton başına 100 dolar artış meydana geldiğini ifade eden Zeren sözlerini şöyle sürdürdü: “Termin süreleri de 5 aya yükseldi. Diğer taraftan yurt içindeki yassı çelik üreticileri, satışlarını dolar bazında yapıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yeni uygulaması kapsamında; hammadde alımlarının dolar bazlı olması durumunda bankalardan kredi kullanılmasına izin verilmediği bu süreçte, yurt içindeki üreticilerin dolar bazlı hammadde satışı, sektörümüzün sürdürülebilir büyümesine negatif yönde etki ediyor.
Sektör oyuncuları olarak sektörümüzün en önemli sorunu hammaddeye erişimde yaşadığımız sıkıntıları aştığımız taktirde üretim ve ihracatımızı önemli ölçüde artıracak, Türk ekonomisine hali hazırda olan 2.3 milyar dolarlık katkımızı çok daha ileriye taşıyacağız.”