Türkiye’deki psikolog algısı

·Ben kendimi Psikologlara düştü dedirtmem. (Düşülecek bir konumda değiliz.)

·Adam tam Psikologluk. (Bizlik hiçbirşey yok, sorun algınızda.)

·İnanmıyorum ya, Kadın/Adam Psikoloğa gidiyormuuuş ! (İyi yapıyor, tavsiye ederse sizde gidin.)

·Bu adamın “artık” bir psikoloğa görünmesi gerekiyor. (Hepimizin birşeyleri biriktirmeden, ara ara görünmesi gerekiyor.)

·Görüyor musunuz, sorunu her neyse bize anlatamıyor ama Psikoloğa anlatabiliyor. (Bazı şeyler özeldir, özel kalması gerekir. Saygı duyun.)

·Kim ulan bu Psikolog, sen kendi sorunlarını çözemiyorsan o ne yapacakta çözecekmiş! (Sorunları biz değil, sağlıklı bir sorgulama sonucunda ve etkili başetme yöntemleri ile kişi kendi çözer.)

Psikoloji Neyin Bilimidir ?

Psikoloji insan davranış ve tutumlarının altında yatan sebepleri araştıran, bunlara çözüm getiren ve bireyin duygusal hayatını düzene sokup yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan bir bilim dalıdır. 150 yıllık bir bilim olmasına rağmen, binlerce yıldır insanın özü ile ilgili bilinen birçok bilgiyi bir araya getirmiş ve kuramlaştırmıştır. Peki Psikolog kimdir, nedir, ne değildir, neyi çözer, nasıl çözer ?

Psikolog, herşeyden önce bireyi “yargılamadan ve koşulsuz” kabul eden, insan davranış ve tutumlarının altında yatan sebepleri araştıran kişidir. Gizlilik, güven ve tarafsızlık ilkesi ile çalışır. Bireyin farkında olmadığı bilinçdışı (bilinçaltı) davranışlarını “bilinçli” hale getirmek için uğraşır. Bunu yaparken daha çok çocukluk dönemine odaklanır. O dönemden başlayarak edinilen, sonrasında değişmez bir gerçekmiş gibi kabul edilen inanç ve düşüncelerin kişinin hayatını nasıl olumsuz etkilediğini gözler önüne serer.

Kimler Psikoloğa Giderler ?

Sıkıntıya (bunalıma) giren. Kendini kontrol etmekte güçlük çeken. Düşüncelerini kimseye açamayan. İnsanlarla iletişim kuramayan. Hayattan ve yaşamdan keyif alamayan. Kendisini sevmeyen ve barışık olamayan. Herhangi bir konuda görüş almak isteyen. İçini tam anlamıyla dökecek birine ihtiyaç duyan her birey, toplumdaki algıya bakmaksızın rahatlıkla Psikoloğa gidebilir. Psikoloğa gidene “hasta” denilmez. “Danışan” denir. Hasta, Psikiyatri gibi Tıp Fakültesi çıkışlı ilaçlı tedavi uygulayan hekimlere giden kişilere denir. “Deli, psikopat vb.” etiketlerle danışanlarımızı etiketleyen gruplar, bizim hizmetlerimizi yavaşlatmaktadır. Dolaylı yoldan da halkın refah seviyesini düşürmektedirler. Ülkemizin daha sağlıklı bir ülke olması ve ilişkilerimizin güzelleşmesi için Psikoloji Bilimine ihtiyaç vardır. Çünkü Psikoloji Bilimi bireylerin kendisi ve çevresi ile barışması, daha zengin ve anlamlı bir hayat yaşam sürmeleri için vardır. Huzur ve refah içinde yaşayan gelişmiş ülkelerde her bireyin bir psikoloğu vardır. Bizim ülkemizde neden olmasın ?

Toplumun “deli algısı” yüzünden içinize kapanmayın. Çünkü içe dönük insanların psikolojik desteğe daha fazla ihtiyaçları vardır. Unutmayın ki bugün sizi etiketleyen toplum, sizin sorunlarınızı merak etmez. Size sorular yöneltip sizi açmaya çalışmaz. Sizi DİNLEMEZ! Farkına varın ve toplumsal baskı ile kendinizi eritmeyin dostlar. Bir tek hayatınız var onu iyi değerlendirin. Bugün sizin gitmediğiniz Psikoloğa, yarın bir panik atak krizi sonrası ayaklarınız sizi götürebilir. Fakat sizin 10 15 yılda tükettiklerinizi hiçbir Psikolog bir iki seansta size geri kazandıramaz. Bu yüzden kendinizi ertelemeyin. Hayatta her şeyin başı “Psikolojik” sağlık.

Sloganımız, “Çözüm yollarını tıkamaya çalışanlara inat, çözüm yolu yarat” olsun. Sevgi ve Saygılarımla…