TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan, bu yıl büyümenin yüksek olacağı Afrika, Orta Asya gibi bölgelere odaklanmayı sürdüreceklerini belirtti.
Serkan Kaptan, havacılık sektörü ve TAV Havalimanları açısından 2022 değerlendirmelerini ve 2023 yılına ilişkin öngörülerini AA muhabiri ile paylaştı.
Geçen yıla başlarken havacılık sektörünün tarihindeki en derin krize yol açan salgından çıkış yoluna girdiğini aktaran Kaptan, 2022 başlarında Kazakistan’da gerçekleşen olaylar ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası küresel ekonomide resesyon ve enflasyon endişelerinin arttığını söyledi.
Kaptan, tüm bu nedenlerle beklentilerinin değiştiğini ve 2022 yılına temkinli bir başlangıç yaptıklarını ifade ederek, yaz sezonunun yaklaşmasıyla tüm olumsuzluklara karşı hızlı bir toparlanma sürecine girdiklerini anlattı.
Umutla girdikleri 2022 başında ciddi zorluklarla karşılaştıklarını ama sonunda önemli başarılarla yılı tamamladıklarını aktaran Kaptan, şunları kaydetti:
“Geçen yıl, TAV Havalimanları’nın tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri oldu. Zorlu başlayan yılı hedeflerimizi yakalayarak kapattık. Finansal olarak salgın öncesinin üzerine çıktık. Yolcu trafiği açısından da global ölçekte sektör ortalamalarının üzerine çıkarak yüzde 87’ye varan bir toparlanma oranı yakaladık. Sonuçta salgından güçlenerek çıkmayı başardık ve TAV’ın gelecekteki 25 yılını güvence altına alarak şirketi güçlü bir büyüme rotasına soktuk. 2021’de portföyümüze eklediğimiz Almatı Havalimanı krize dayanıklılığımızı önemli ölçüde artırdı ve bu yıl finansal olarak güçlü bir katkı sağladı.”
“Havacılık sektörünün 2023’te toparlanmaya devam etmesi bekleniyor”
Serkan Kaptan, Almatı Havalimanı ile büyüme potansiyeli yüksek bir pazar olan Orta Asya’ya adım attıklarını, ayrıca 2022 sonunda Antalya’da işletme sürelerini 2052’ye kadar uzattıklarını ifade etti.
Antalya’nın Rusya trafiğinde yaşanan düşüşe rağmen Avrupa pazarından gelen güçlü taleple yılı 30 milyondan fazla yolcu ağırlayarak kapattığını aktaran Kaptan, geçen yılın kasım ayında uluslararası yolcu trafiğinin 2019’un yüzde 20 üzerine çıktığını bildirdi.
Kaptan, Akdeniz’in en büyük turizm merkezi Antalya’yı yılın 12 ayı tercih edilen bir destinasyona dönüştürdüklerine işaret ederek, “Almatı ve Antalya’da yatırımlarımıza hızla başladık. Yılın son güzel haberi de Ankara’dan geldi. İşletme süremizi 2050’ye kadar uzattık.” dedi.
Küresel ölçekte devam eden jeopolitik ve ekonomik risklere karşın havacılık sektörünün 2023’te toparlanmaya devam etmesinin beklendiğini belirten Kaptan, şunları söyledi:
“Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) üç yılın ardından 2023’te hava yollarının yeniden kara geçmesini bekliyor. Avrupa Havalimanları Konseyi’nin öngörülerine göre yolcu trafiğindeki toparlanma yüzde 90’u bulacak. Salgın öncesine tam dönüşün ise 2024’te gerçekleşmesi bekleniyor. Asya pazarının, özellikle de Çin’in tam olarak açılıp açılmaması belirleyici olacak. Biz TAV’ın sahip olduğu, 8 ülkede 15 havalimanından oluşan dengeli portföy, turistik seyahatlere yönelik güçlü talep ve özellikle Türkiye’ye yönelik ilgi dolayısıyla 2023’te yolcu sayısında da salgın öncesini yakalayacağımızı umuyoruz.”
“Sektördeki büyüme 2,4 trilyon dolarlık havalimanı yatırımı gerektirecek”
TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Kaptan, 2023’te Almatı ve Antalya havalimanlarındaki yatırımlarına devam edeceklerini belirterek, “Almatı’da kapasiteyi iki katına çıkarmak üzere yaklaşık 200 milyon dolar yatırımla yeni bir terminal ve ek birimler inşa ediyoruz. Antalya’da da ilk etapta yaklaşık 600 milyon avro yatırım gerçekleştiriyoruz. Böylece havalimanının yolcu kapasitesi 60 milyona ulaşacak. Aynı zamanda yolcu deneyimini önemli ölçüde geliştireceğiz. Her iki yatırımı da 2024-2025’te hizmete almayı planlıyoruz.” diye konuştu.
Aralık ayında kazandıkları ihale kapsamında Ankara-Esenboğa’da yatırıma da bu yıl başlayacaklarını aktaran Kaptan, burada ilk etapta yeni bir pist yapacaklarını ve ona bağlı hava tarafı yatırımlarını gerçekleştireceklerini bildirdi.
Kaptan, TAV Havalimanları Holding’in 2023 yılı yurt dışı operasyonlarına dair de bilgi vererek, şöyle devam etti:
“Havacılık orta ve uzun vadede büyümeye devam edecek. 2040’ta yolcu sayısının ikiye katlanması ve 19 milyara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme 2,4 trilyon dolarlık havalimanı yatırımı gerektirecek. TAV olarak tüm dünyada farklı havalimanı projelerine rekabetçi çözümler üretecek yetkinliğe sahibiz. Özellikle büyümenin yüksek olacağı Afrika, Orta Asya gibi bölgelere odaklanmayı sürdüreceğiz. Nijerya Lagos Havalimanı ihalesinde tercih edilen şirket olduk, idareyle pazarlık sürecine bağlı olarak 2023’te orada operasyona başlayabiliriz. Karadağ ve Kuveyt’te takip ettiğimiz projeler var. Servis şirketlerimiz de TAV’ın işlettiği havalimanları dışında büyümelerini sürdürecek. Örneğin bilişim şirketimiz TAV Technologies son olarak Kazakistan Aktöbe ve Özbekistan Semerkant havalimanlarında iş aldı. Havaş Zagreb Havalimanı’nda yer hizmetlerinin tamamını sunuyor. TAV İşletme Hizmetleri Paris CDG Terminal 1’deki yolcu salonlarını açtı. Bugün iştiraklerimizle birlikte ürün ve hizmetlerimiz tüm dünyada 30’dan fazla ülkede 100’den fazla havalimanında yer alıyor.”
“Finansal gelir yaratmanın peşinde değiliz”
Serkan Kaptan, TAV Havalimanları olarak gelir ve giderleri arasında doğal bir denge olduğunu ifade etti.
Gelirlerinin yaklaşık 4’te 3’ünün döviz cinsinden, giderlerinin 5’te 2’sinin Türk lirası cinsinden olduğunu aktaran Kaptan, bu denge nedeniyle kur riskini yönetebildiklerini söyledi.
Kaptan, TAV Havalimanları’nda hiçbir zaman finansal gelir yaratmanın peşinde olmadıklarını, her zaman operasyonel başarı ve gelir yaratmaya odaklandıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“2023, Türkiye ekonomisi ve küresel ekonomi açısından kırılganlıkları ve belirsizlikleri taşımaya devam ediyor. Türkiye’de seçim nedeniyle yılın ilk bölümünde yatırımların yavaşlaması beklenebilir. Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı belirsizlikler devam ediyor. ABD ve Avro bölgesinde durgunluk riski devam sürüyor. Yine tüm dünyada enflasyon baskısı devam ediyor. Bütün bu nedenlerle salgın döneminde olduğu gibi temkinli ve değişen koşullara uyum sağlamak üzere çevik davranmaya devam edeceğiz.”