Yaklaşık 60 bin erkeğin verilerinin analiz edildiği bir araştırmaya göre zengin insanlar, kendilerinden daha az kazananlara oranla bilişsel testlerde daha az puan alıyor.
Zenginlik ile zekanın birbiriyle bağlantılı olduğu görüşünün, yeni yapılan bir araştırma tarafından çürütülmüş olabileceği belirtildi.
Araştırmaya göre, en zengin yüzde birlik dilimde olan kişiler, kendilerinden biraz daha az kazananlara göre bilişsel yetenek testlerinden daha düşük puan alıyor.
İsveç’teki Linköping Üniversitesi, Almanya’daki Leipzig Üniversitesi, Hollanda’daki Amsterdam ve Utrecht Üniversiteleri ile İtalya’da bulunan Avrupa Üniversite Enstitüsü’ndeki bilim insanları tarafından yapılan araştırma “En çok kazananlar arasında bilişsel yeteneğin platosu” başlığıyla yayımlandı
18/19 yaşlarında zorunlu askerlik testini giren ve şu an 40’lı yaşlarında olan 59 bin 387 İsveçli erkeğin verilerini analiz eden araştırmacılar, test sonuçlarını, maaşları ve iş prestijleriyle karşılaştırmak amacıyla 11 yıllık işgücü piyasası verilerini kullandı.
Study discovers that rich people are not as intelligent as poor people https://t.co/hC3cVKnOJS
— Gabriel Montoya™ (@Gabriel_Montoya) March 9, 2023
Araştırmacılar, zeka ile gelir arasında bir ilişkinin olduğunu belirtse de bu ilişkinin 60.000 euro’ya (64.000 dolar) kadar olduğunu ifade ettiler:
Araştırmanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Zeka dışındaki diğer faktörlerin de en çok kazananların nasıl başarılı olduklarını açıklayabildiği belirtildi. Bunlar arasında, sosyoekonomik geçmiş, kültür, kişilik özellikleri ve şans yer alıyor.
Yargıçlar, avukatlar, profesörler ve doktorlar gibi mesleki prestiji yüksek olanlarda da benzer ancak o kadar belirgin olmayan yetenek platosu tespit edilirken çok prestijin daha çok gelir anlamına gelmediği ifade edildi: Yani zekanın, başlangıçta para kazanmada bir rol oynayabildiği söylenebilirken , büyük paralar kazanmada ise bu rolünün sanıldığından daha az olduğu söylendi.
Araştırmacılar ayrıca “Son yıllarda, artan eşitsizlik konusunda akademik ve kamusal tartışmalara tanık olduk” dedi ve şunları ekledi:
Sayısal anlamda büyük veri tabanın kullanıldığı araştırmanın milliyet ve cinsiyet açısından sınırlı olduğu belirtilirken, konuyla ilgili daha çok araştırmanın yapılması gerektiği ifade ediliyor.