Danfoss, küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarının azaltılması amacıyla Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde 194 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen COP27’de, bölgesel soğutma sistemlerine olan ihtiyacı gündeme getirdi.
Nüfusun hızlı artışıyla beraber, ihtiyaçlar da artıyor. Küresel iklim değişikliği sonucunda özellikle soğutma sistemlerine duyulan ihtiyaç ise hayli fazla. Özellikle Afrika, Latin Amerika ve Asya ile Orta Asya’da, bireysel soğutma sistemleri şehirlerin sıcaklık seviyeleri ve karbon salınımı üzerinde baskı yaratıyor.
2050’ye kadar üç kattan fazla artacak
Tüm bu etkiler göz önünde bulundurulduğunda, şehir soğutması için mevcut enerji talebinin 2050 yılına kadar üç kattan fazla artarak Çin ve Hindistan’ın günümüz tüketiminin toplamı kadar fazla enerji tüketeceği bir seviyede olması bekleniyor.
Gezegen için büyük bir sıkıntıya neden olabilecek bu duruma karşı çağrıda bulunan Danfoss Grubu İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı ve Halkla İlişkiler Müdürü Rasmus Abildgaard Kristensen, COP27 kapsamında düzenlenen bir panelde dünya liderlerini harekete geçmeye davet etti.
Daha yüksek verimlilik sağlıyor
Bölgesel soğutma sistemlerinin, şehirlerdeki etkisine vurgu yapan Rasmus Abildgaard Kristensen, “Bölgesel soğutma sistemleri, tipik olarak tekil soğutma sistemlerinden beş ila on kat daha yüksek verimlilik sağlamaktadır. Merkezi bir tesiste kurularak daha az yer kaplamaları ve gürültü kirliliğini azaltmaları gibi faydalarıyla da şehir planlamasına artılar sağladığını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Yalıtılmış yer altı borularından geçen soğutulmuş su akışını temel alan bölgesel soğutma sistemleri elektrikle çalıştırılabiliyor. Elektrik, güneş veya rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklardan yararlanılması halinde de, soğutmanın karbonsuzlaştırılması adına önemli katkı da sağlanıyor. Bunun yanı sıra, bölgesel soğutma sistemi ile daha yüksek düzeyde esneklik de elde edilebiliyor ve rüzgârlı veya güneşli bir günde üretilen elektrik, soğuk su elde etmek için kullanılabiliyor. Böylece elde edilen soğuk su, güneşsiz ya da rüzgârsız zamanlarda kullanılmak üzere buz depolarında saklanabiliyor.
Bu bilgiler ışığında yenilenebilir enerjiye özellikle dikkat çeken Rasmus Abildgaard Kristensen “Küresel Güney’deki şehirler, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen bölgesel enerjiyi binalarda daha yüksek enerji verimliliği ile birleştirirse, iklim hedeflerinden ödün vermeden insanlara soğutma sağlayabilir” dedi.