Türklim Başkanı Aydın Erdemir, deprem ve diğer doğal afetlerin denizyolu ulaşımının ve limanların ne kadar hayati öneme sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, “Afetlere karşı etkili müdahale adına limanların personel açısından güçlendirilmesi dahil önümüzde çok sayıda ödevimiz var” dedi.
Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM), lojistik sektörünü oluşturan diğer mesleki örgütlerle birlikte deprem sonrası süreçte afet yardımlarının ve desteklerinin denizyoluyla ulaştırılmasında önemli bir rol üstlendi. DÜNYA’nın sorularını cevaplayan Türklim Başkanı Aydın Erdemir, deprem gibi doğal afetlerde lojistik ve planlamanın öneminin altını çizerek, “Aslında bu deprem bize afet lojistiğinin önemini bir kez daha gösterdiği gibi bu planlamanın afet öncesinde neden son derece planlı ve programlı bir şekilde yapılması gerektiğini de öğretmiş oldu.
Bu açıdan bugün Afet Lojistiği ile ilgili mastır planlara neden ihtiyacımız olduğunu da daha iyi anlıyoruz. Zaten bunun için de bugün sayısı 18 olan ve lojistik sektörünün farklı kurumlarını bir araya getiren “Afet Lojistiği Koordinasyon Kurulu” çerçevesinde güçlerimizi ve deneyimlerimiz birleştirerek Türkiye için bir afet lojistiği master plan çalışmalarına da başladığımızı belirtmek isterim” dedi, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü, Denizcilik Genel Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurumların da bu depremden çıkaracağı sonuçların olacağını ifade eden Aydın Erdemir şunları söyledi: “Türkiye’nin güncellenen deprem risk haritalarına baktığımızda Karadeniz hariç limanlarımızın toplu bulunduğu Marmara, Ege ve Akdeniz bölgesinin deprem riski en yüksek bölgeler olduğu görülmektedir.
Bu açıdan TÜRKLİM olarak kamunun ilgili birimleriyle koordinasyon halinde limanlarımızın deprem riskine göre hazırlığı ve güçlendirilmesiyle ilgili teknik çalışmalar ayrıca yapılacaktır.
Yine başta arama, kurtarma ve afete karşı hızlı ve etkili müdahale yapabilmek adına limanlarımızın personel açısından güçlendirilmesi, afete uğrayan limanlarımıza destek verecek limanların eşleştirilmesi dahil önümüzde çok sayıda ödevimiz vardır.
Deprem ya da diğer afetler aynı zamanda denizyolu ulaştırmasının ve limanlarımızın ne kadar önemli ve hayati olduğunu da göstermiştir ki depremle beraber denizyolu üzerinden bölgeye bir köprü kurulabilmiştir. Yani limanlarımız sadece denizyoluyla yapılan dış ticaretimizin değil, afetlerde ülkemizin can ve hayat kapılarıdır.”
Bölgede üretim, ticaret ve sanayinin toparlaması zaman alacak
İskenderun Limanı’nın yeniden dış ticaret işlemlerine hazır hale gelmesi konusunda Aydın Erdemir, “Limakport’un yaşadığı yangın felaketi sonrasında yeniden gemi yükleme ve boşaltma işlemlerine başlayabilmesi için yoğun bir şekilde çalışmalar yaptığını görüyoruz. Çalışmaların titizlikle sürdürüldüğü, limanda gemi tahliye ve yükleme operasyonlarına ise tahminen yılın ikinci yarısından sonra başlanmasının planlandığı ifade edilmektedir” şeklinde konuştu.
İskenderun Körfezi’nde Limakport’tan sonra konteyner elleçleyen Assanport Limanı’nın da bulunduğunu hatırlatan Erdemir “Assanport 20 Şubat itibarıyla yeniden operasyonlara başlamıştır. Ayrıca depremin yaşandığı illere baktığımızda bölgedeki üretim, sanayi ve ticari faaliyetlerin de ancak belli süre sonra yeniden eski durumuna döneceğini, böylelikle bölge kaynaklı konteyner adedinin de düşeceğini bekleyebiliriz.
Bu durumda Limakport’un devreye gireceği sürece kadar Assanport’un da kapasitesi itibarıyla daha yoğun çalışacağı, bölgedeki sanayi ve ticari faaliyetlerin yeniden eski seviyesine dönmesine kadar Limakport’un da devreye gireceğini bekliyoruz. Kuru yük ve genel kargo yükler açısından İskenderun Körfezi’nde yer alan limanlar depremden etkilenmediler.
Bu yüklerde oldukça yüksek bir liman sayısı ve kapasite olduğundan herhangi bir sorun yoktur” diye konuştu. Karayoluna destek yönünden limanların üstlenebileceği yeni roller konusunda da açıklamalarda bulunan Türklim Başkanı Erdemir şu değerlendirmede bulundu: “Deprem gibi çok büyük afetlerde ağırlıklı olarak kara ve demiryollarının zarar gördüğü yaşanan örneklerden de görülmektedir.
Bu depremde de Adana-Gaziantep otoyoluna ilave olarak deprem yaşanan il ve ilçelerdeki bazı devlet ve il yolları ile köy yollarında, köprü ve sanat yapılarında da bozulmalar hasarlar meydana geldi. Yine depremlerden etkilenen illerden geçen toplam 1.275 kilometrelik demiryolu hattının farklı bölümlerinde de hasarlar oluştu.
Tüm bu hasarlarla birlikte özellikle 215 kilometrelik İslahiye-Fevzipaşa, Fevzipaşa-Nurdağı, Köprüağzı-Kahramanmaraş, Pazarcık-Malatya illerindeki demiryollarındaki hasarların tamir ve bakımının tamamlanması belli bir süreyi alabildiğinden afet bölgelerindeki lojistik faaliyetlerde ciddi sıkıntıların yaşanmadığını söyleyemeyiz. Depremlerde ortaya çıkan hasarlar nedeniyle afet bölgelerine ilk 72 saatte ulaşmada zorluklar ortaya çıkabiliyor. Bu açıdan afetlerde yine en sıkıntısız ve işleyen ulaştırma modunun denizyolu ve limanlar olduğunu bu depremde de gördük.
Navlun piyasalarında küresel resesyon etkisi
Küresel resesyon ve yaşanan büyük ekonomik krizle birlikte uzun yıllardan sonra ilk kez 2022 yılında elleçlenen konteyner miktarının 2021 yılına göre %1,8 oranında düştüğünü belirten Türklim Başkanı Erdemir “Pandemiyle birlikte özellikle konteyner piyasası ağırlıklı yükselen navlunlar pandemi sonrasında daha belirgin hale gelen küresel ekonomik daralmalar, yüksek faizler, başta Rusya-Ukrayna arasında başlayan ve giderek genişleme riski olan jeopolitik nedenlerden dolayı ciddi bir çöküş süreci yaşanmıştır. Bu düşüş 2023 yılının ilk iki ayında devam etmektedir.
Ocak ayında yüzde-10,6, şubat ayında da yüzde 16,5 olmak üzere 2023 yılının ilk iki ayında yüzde 13,4 oranında bir gerileme yaşanmıştır. Her ne kadar Çin’in tatilden dönüşün ilk haftası olduğu için Şubat ayında endekslerin yukarı yönlü hareket ettiğini görsek bile piyasaların beklendiği gibi toparlanamaması halinde navlun piyasalarında bu krizin devam edeceğini söyleyebiliriz. Bu durum limanlarımıza da yansıyacaktır” ifadelerini kullandı.
Navlun piyasalarına Çin’in olumlu etkisini değerlendiren Aydın Erdemir “Pandemide rekorlar kırarak 5 bin puanları aşan Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI) son aylarda yaşanan hızlı düşüşle geçtiğimiz günlerde 680 puana kadar geriledi. Aralık 2021’de 2 bin 700 puanları gören İstanbul Navlun Endeksi (İSTFIX) bile Ocak 2023 sonu itibarıyla 700 puanın altına gerilemişti.
Kısaca önümüzdeki dönem belirsizliklerle dolu olsa bile uzun bir karlılık dönemi yaşayan denizcilik piyasasında küresel ölçekte armatörlerin sermaye birikiminin de iyi olduğunu, bu duruma dirençli olacaklarını bekleyebiliriz. Özelikle geçen hafta Çin’de açıklanan ve hedeflenen rakamlarının da üstünde gelen büyümenin de bir katkısı olacaktır. Yani yine Çin’i çok fazla konuşacağız” şeklinde konuştu.