Dünya Bankası’nın son raporu, Fed faiz kararlarının tepki şoklarının, gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımda ve özel tüketimde önemli bir düşüşle ilişkili olduğunu gösteriyor.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Geçtiğimiz dönemde ABD faiz oranlarında yaşanan keskin artış, gelişmekte olan piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler için önemli bir tehdit oluşturuyor. Dünya Bankası’nın Şubat 2023 tarihli raporu ABD parasal sıkılaştırmasının gelişmekte olan ülkelerdeki finansal koşullar ve ekonomik sonuçlar üzerindeki etkisinin daha şiddetli olacağını ortaya koyuyor. Raporda artan ABD faiz oranlarının üç potansiyel itici gücüne işaret ediliyor:
1- ABD ekonomik faaliyetine yönelik iyileşen beklentiler tarafından harekete geçirilen “gerçek şoklar”;
2- Yükselen ABD enflasyonuna ilişkin beklentileri yansıtan “enflasyon şokları”
3- Yatırımcıların Merkez Bankası’nın tepki fonksiyonunun daha şahin hale geldiği yönündeki değerlendirmelerini yansıtan “tepki şokları”. Rapor, geçen yıl boyunca, Fed’in enflasyonu dizginlemek için daha agresif bir eyleme yönelmesi nedeniyle artan ABD faiz oranlarının esas olarak tepki şokları tarafından yönlendirildiğini gösteriyor.
Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Tepki şoklarının yönlendirdiği ABD faiz oranlarındaki artışların, kısmen yatırımcı duyarlılığını baskılamalarından dolayı, gelişmekte olan ülkelerdeki finansal piyasalar için özellikle zararlı olduğunu bulduk. Özellikle tepki şokları, 10 yıllık gelişmekte olan ülkeler yerel para birimi tahvil getirilerini artırır, bu ülkelerde risk marjlarını genişletir ve sermaye akışlarını azaltır.
Ayrıca para birimleri değer kaybederler ve hisse senedi fiyatlarını düşürürler. Buna karşılık, ABD faiz oranlarına yönelik gerçek şoklar, muhtemelen bu tür şokların ABD faaliyeti ve ithalatına yönelik olumlu beklentilerle ilişkili olması nedeniyle, gelişmekte olan ülke mali piyasalarında daha ılımlı hareketler takip etme eğilimindedir.”
Tüketimi düşürüyor
Raporda özetle, ABD faiz oranlarında süregelen artışın özellikle endişe verici olduğu, çünkü esasen gelişmekte olan ülkeler üzerinde özellikle zararlı finansal ve ekonomik etkileri olabilecek yükselen tepki şoklarından kaynaklandığı belirtildi. Raporda, “Tepki şokları, gelişmekte olan ülke yatırımlarında ve özel tüketimde önemli bir düşüşle ilişkilidir. Buna karşılık, reel şoklar daha yüksek reel ihracata yol açar” denildi.