Dünyanın en riskli deprem ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin yaşadığı yıkımların azaltılması için sürdürülebilir finansal kaynağa ihtiyaç duyduğunu söyleyen İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, “İşsizlik Sigortası Fonu’nda başarıyla uygulanan sistem Deprem Fonu’nda da uygulanabilir ve amacı dışında kullanılmasını engelleyecek yasal güvenceye kavuşturulabilir” dedi.
İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, Deprem Fonu’nu oluşturacak kaynakların toplumun tüm kesimlerince adil olarak karşılanabileceğini belirterek, 1999 yılından bugüne başarıyla uygulanan İşsizlik Sigortası Fonu’nun iyi bir uygulama örneği olduğunu, pandemi döneminde bu fonun önemini işverenler olarak yaşayarak tecrübe ettiklerini söyledi.
“Ulusal deprem konseyi yeniden oluşturulmalı”
Deprem Fonu için de benzer bir modelin hayata geçirilebileceğine dikkat çeken Sevimli, “Fonda toplanacak kaynağın, amacı dışında kullanımını önlemek için yasal güvenceye bağlanarak, profesyonelce yönetilip nemalandırması sağlanabilir. Etkileri onlarca yıl süren deprem kaynaklı ekonomik yıkımlar, ülkemiz ekonomisi üzerinde en önemli risk unsurunu oluşturuyor. Sadece konutlar değil, fabrikalarımız ve üretim tesislerimiz de gerek yapısal özellikleri gerekse acil durum planları ile depremlere hazır olmalı” diye konuştu.
İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, 1999 depreminden sonra oluşturulan ve 2007 yılında lağvedilen Ulusal Deprem Konseyi’nin de yeniden kurularak, alanlarında uzman bilim insanlarının kamu otoritesinin liderliğinde bir araya getirilmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye’nin en yetkin deprem bilimcilerinin Kahramanmaraş yöresindeki depremler için defalarca uyarılarda bulunduklarını, depremin yeri ve şiddetine yönelik nokta atışı tahminler yaptıklarını anımsattı.
Sevimli, “Benzer ikazlar bilim insanlarımız tarafından defalarca İstanbul için yapılıyor. Hükümetimizin ve yerel yönetimlerimizin tehdidi en üst seviyede ciddiye alarak, kaynak aktararak, kentlerimizin depreme hazırlık seviyelerini artırmaları gerekiyor. İmar planlarının, kent yerleşimlerinin deprem gerçeğini gözeterek yapılması hayati önem taşıyor. Ülkemizin bu acıları yeniden yaşamaması için hazırlık süreçlerimizi ve seviyemizi en üst seviyeye taşımamız gerekiyor” dedi.