İnşaat mühendisliğinde branşlaşmayı getiren “yetkin mühendislik” kavramının Türkiye’de de uygulanması gerektiğini belirten İzmir Ekonomi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, depremlerde yıkılan binalarda esas yanlışın beton ve zeminden önce insan unsurundan kaynaklandığını söyledi.
Aynı zamanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü Kentsel Dönüşüm İtiraz Komisyonu Başkanlığı görevini de yürüten Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binalardaki esas yanlışın beton ve zeminden önce insan unsuru olduğunu vurguladı.
”Çelikten de betondan da ahşaptan da bina inşa etseniz, yanlış insanlar yaparsa yanlış binalar olur” diyen Kozanoğlu, özellikle mühendislerin, hekimler gibi fakülteden mezun olduktan sonra tecrübe silsilesinden geçirilmesi gerektiğinin önemine işaret etti.
Yetkin mühendislik kavramının geçerli olduğu ülkelerde inşaat mühendislerinin mezun olur olmaz gökdelen inşaatına imza atamadığını vurgulayan Kozanoğlu, “İnşaat mühendisi su, yapı, mekanik, geoteknik gibi hangi alanda uzman olmak istiyorsa o dalda uzmanlık süreci geçirir, o dalda sınava girer ve aldığı sonuca göre imza yetkisine kavuşur.
Bunun ülkemizde de kanun altında gündeme gelmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi. Kozanoğlu, her inşaat mühendisinin de her projeye imza atmaması gerektiğini vurgulayarak, “Yetkin mühendislik adı altında bu sistem 1999 depreminden sonra birçok kez önerildi, gündeme getirildi. Fakat bir türlü uygulanmadı. Ama bu depremlerden sonra mutlaka tekrar masaya yatırılacaktır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından inşaat mühendislerinin diplomalarına ilişkin iddiaların kamuoyu gündemine taşındığına dikkati çeken Kozanoğlu, bazı inşaat mühendislerinin diplomalarını kiralamasının üzücü bir gerçek olduğunu dile getirdi.
Tıbbi bir müdahale nasıl bir hekimden diploma kiralayan bir insana yaptırılmazsa aynı şekilde inşaat mühendislerinden de diploma kiralanamayacağını söyledi. İnşaat mühendisliği diplomasını kiralayıp bazen şantiyeye bile uğramayanlar olduğunu söyleyen Kozanoğlu, “Bunlar bizi üzen konular, olmaması gereken konular ne yasal ne teknik sığınağı var. Bunların önlenmesi önemli. Bizim insanımızı doğru iş yapacak hale getirmemiz ve onu denetlememiz gerekiyor. Denetlemediğimiz zaman yanlışlıklar olabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Karot testi binayı zayıflatmaz”
Kamuoyunun gündemindeki bir başka konunun da karot testi olduğunu ifade eden Kozanoğlu, testin binayı zayıflattığı iddialarının da doğru olmadığını dile getirdi. Kozanoğlu, söz konusu testin beton dayanımına ilişkin en doğru sonucu verdiğini söyleyerek, “Karot testi diş hekimine gittiğinizde doğru dişi çekmek gibidir, yanlış dişi çekerseniz olmaz. Test de mühendisçe yapılmalıdır, karot alınacak yerler bellidir ve bu uygulama binayı zayıflatmaz” dedi.