AnasayfaGündemJeofizik Mühendisi Prof.Dr. Eyidoğan: Türkiye’de 550 fay hattı var, toptan göçmenin izahı yok
Jeofizik Mühendisi Prof.Dr. Eyidoğan: Türkiye’de 550 fay hattı var, toptan göçmenin izahı yok
Samandağ merkezli 6.4 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan tartışmaları yorumlayan Jeofizik Mühendisi Prof.Dr. Haluk Eyidoğan, yeni bir depremin nerede olacağına ilişkin tartışmalardan çok binaların neden göçtüğünün konuşulması gerektiğini vurguladı.
Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberine göre, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan şunları kaydetti:
“Büyük depremlerden sonra her zaman büyük artçı riski vardır. Doğu Anadolu Fay kuşağı tek çizgi halinde ilerlemiyor. Bu fayın sağında, solunda kırık ailesi dediğimiz paralel faylarlar mevcut. Hatay’daki fay parçalarında çok sayıda 5 büyüklüğünde artçı aktivitesi var ve bir yıl boyunca irili ufaklı sürecektir. Her yıl 6 ve üzeri bir deprem, 4 yılda bir de 7 ve üzeri deprem kapımızı çalıyor. Doğu Aanadolu Fayı’nın güney ucundaki Ölüdeniz fayı dediğimiz Suriye, Lübnan, İsrail doğrultusunda ayrı bir hattı oluşturuyor. Ölüdeniz Fayı ayrı bir zon. Bu faydaki yüklenmenin ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Samandağı’ndan Akdeniz’in içine uzanan artçı kırılma, ilerleyen zamanda Kıbrıs Yayı’nı tetikleyebilir. 7.7’lik depremden 9 saat sonra kimse Elbistan merkezli depremi beklemiyordu.”
“Varsayımlar çok fazla. Asıl konuşulması gereken çöken ve depreme dayanıklı yapamadığımız evler. Türkiye’nin altından geçen 550 fay var. Hepsinin yerini biliyoruz ama okul, hastane, havalimanı ve konutları ısrarla bu fayların üzerine inşa etmekten vazgeçmiyoruz. Deprem ne kadar büyük olursa olsun ‘biz niye çöküyoruz, biz neden toptan göçüyoruz’ diye sormamız gerekiyor. Binalar büyük depremlerde hasar alır, duvarları patlar, hatta birkaçı yıkılabilir ama toptan göçmenin bir izahı yok. Türkiye’de yapı sigortası diye sistem yok. Lapa gibi zemine 15 kat bina yapılmasına müsaade ediliyor. Amik Ovası’nın taşıma gücü düşük. Dolayısıyla çok sağlam, kazıklı sistemle inşaatlar yapmanız gerekirken manzara tam tersi.”
‘Biriken stresi bilmiyoruz’
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof.Dr. Cenk Yaltırak ise şu bilgileri paylaştı:
“’Adana’da deprem olacak’ diye bir söylenti çıkartıldı. Hangi fayda olacak söyleyen yok. Adana’da 20 tane fay var. Kırılacağı iddia edilen fayların deprem tekrarlanma periyotları bilinmiyor. Fay kazısı yapılıp, tarihsel depremler ve enerji birikimi hesapları yapılmadan, deprem öngörüsü bilimsel değil. Ovacık Fayı için de Taylan Sancar’ın ayrıntılı çalışması var. Fayın deprem tekrarlanma periyodu 2 bin 500 yıl. Bu fayın ne zaman kırılacağını öngörmek mümkün değil. Fayların yerini biliyoruz ancak stres birikim ve kırılma periyotlarını bilmiyoruz.”
Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari deprem nedeniyle ortaya çıkan enkazlardaki asbest tehlikesine dikkat çekti. Ensari “Asbest lifleri de havada asılı kalabiliyor. Bu yüzden şehir merkezlerine uzak yerlere dökmek lazım. Bu resmen toplu katliam, o bölgede yaşayanların tamamını maruz bırakıyorsunuz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) toplam 2 bin 400 yolcu kapasiteli Orhangazi ve Osmangazi isimli 2 feribotu, konaklama ve gerekli görüldüğü hallerde tahliyede kullanılmak üzere İskenderun'a gönderildi.
17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesinin Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Gölcük'te belli bir alanın yıkılmadığını, şehrin kendine gelmesinin çok hızlı bir şekilde gerçekleştiğini söyledi. Hatay'da toparlanmanın Antakya ve Defne dışında yine Gölcük gibi çok hızlı olacağını düşündüğünü ifade etti.
Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve toplamda 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde Hatay'da yaralananlar, Mersin'e sevk edilmek üzere TCG İskenderun gemisine alındı. Yaralılar, tedavileri için Mersin'e sevk edildi.