Meteoroloji ve afet yönetimi profesörü Mikdat Kadıoğlu, son 24 saatte art arda meydana gelen depremlerde can kayıplarının yanısıra iklim koşulları nedeniyle ‘hipotermi’ tehlikesine dikkat çekti.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Afetlere hazırlık olmadan kalkınma olamayacağını söyleyen ve depremlere hazırlığı beka sorunu olarak gören Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’nin acilen risk yönetimine geçmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Kadıoğlu, Kahramanmaraş depremi sonrasında iklim koşulları nedeniyle “hipotermi” tehlikesine dikkat çekti.
Meteoroloji ve afet yönetimi profesörü Mikdat Kadıoğlu, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde hissedilen 7.7 şiddetindeki depremde can kayıplarının yanısıra iklim koşulları nedeniyle “hipotermi” tehlikesine dikkat çekti.
Türkiye için depremleri ‘en büyük beka sorunu’ olarak değerlendiren Prof. Dr. Kadıoğlu, acil risk yönetimi planı gerektiğini kaydetti. “GSMH’nın üçte birinin yok olma tehlikesiyle büyük bir sosyo-ekonomik tehdit altındayız. Bundan daha büyük bir ulusal güvenlik problemi düşünemiyorum” diyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’nin bir afet planı olmamasını eleştirdi.
DÜNYA Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Kadıoğlu, Türkiye’nin kriz yönetiminden risk yönetimine geçmesi gerektiğini vurguladı. Marmara Bölgesi’nde beklenen depremde sadece İstanbul’da en az 70 bin tane konutun yıkılacağını dile getiren Kadıoğlu’na göre ‘çök-kapan-tutun’ tatbikatları önemli ama çok yetersiz.
“Büyük kıyameti bekliyoruz”
Esas yapılması gerekeni bina stokunu iyileştirmek şeklinde vurgulayan Kadıoğlu, şunları kaydetti: “Bina stoku için çalışmalar var ama kentsel dönüşüme girmeyen yerlerde yıkılacak en az 70 bin tane bina var. Böyle bir yapı stoku olduğu zaman yapılan tüm diğer çalışmalar anlamsız kalıyor. Yani İstanbul’da bu 70 bin bina yerle bir olduğu zaman afet yönetilemez. 1506’da kıyamet-i sura (küçük kıyamet) denmiş şimdi kıyamet-i kübra (büyük kıyamet) bekliyoruz. Hiçbir şey yapılmıyor diyemeyiz ancak yapılanlar işin özünde riski yönetilebilir hale getirmiyor. Afet yönetimi arama-kurtarma, depremden sonra çadır kurma, yemek dağıtma değil. Esas yapmamız gereken şu an 70 bin binayı en az 50 binaya indirmek.”
Afete hazırlığı kalkınma problemi olarak değerlendiren Prof. Dr. Kadıoğlu, afet sigortasının önemine dikkat çekti. Kadıoğlu, “Afet sonrası kaynakların boşa harcanmaması lazım. Bir yer afette sürekli yıkılıyorsa, toplumun refahına harcanacak para afet yarası sarmaya harcanıyorsa kalkınma olamaz. Afete hazır olmadan kalkınmak mümkün değil” dedi.
5 milyon arama-kurtarma personeli gerekiyor
Bu kadar büyük depremlerin yaşandığı bir coğrafyada arama-kurtarmanın çözüm olmayacağını söyleyen Kadıoğlu, “Daha çok kriz yönetim mantığıyla hareket ediyoruz. Risk yönetimi yoksa tek başına kriz yönetimi ile başarılı olmak mümkün değil. İşin şov kısmını bırakmamız lazım. Sadece İstanbul’da beklenen depremde 70 bin bina yıkılacak. Sadece bunun için en az 5 milyon arama kurtarma ekibi gerekiyor. Bu mümkün mü? Akıl tutulması, afet komedisi yaşamayalım” dedi.
Görür: “Dilimizde tüy bitti Adana ve Hatay’a dikkat”
Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğündeki depreme ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Çok üzgünüm ama Maraş’ın Pazarcık yöresinde 7,7 büyüklüğünde deprem oldu. Çok büyük bir deprem, umarım zaiyatımız az olur. Bu depremin gelmekte olduğunu yerbilimciler olarak söyleye söyleye, yaza yaza dilimizde tüy bitti. Hiç kimse ‘Ne diyorsunuz?’ diye tepki bile vermedi. Arkadaşlar, deprem bölgesinde iseniz evi terk edin. Artçı depremler büyük olacaktır, hasarlı evleriniz yıkılabilir. Geçmiş olsun. Ölenlere Allahtan rahmet, yaralılara şifa dilerim.”
“Deprem bölgesindeki arkadaşlar, arabalarınızı kullanıp, trafiği kilitlemeyin. Sağlıklı iseniz evinizi terk edin, varsa toplanma bölgelerine gidin. Evden çıkmadan elektriği, doğalgazı, suyu kapatın. Telefonlara sarılmayın, interneti tercih edin. İlgililere sesleniyorum. Bölgedeki barajları kontrol ediniz. Bu depremden sonra Adana ve Hatay’a dikkat edilmeli. Yerel yöneticiler
uyanık olmalı.”
Ersoy: “Keşke haksız çıksaydım”
Canlı yayınlara katılan deprem uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy depremlerin yaşandığı bölgenin yüksek potansiyeli olduğunu açıkladı: “Burası büyük depreme gebe, tarihsel süreçler bunu söylüyor. Yetkililerle görüştüğümde ‘haklıymışsın’ dediler. Keşke haksız olsaydım. Bu bölgenin yüksek bir potansiyeli var. Doğu Anadolu fayı dediğimiz Bingöl Karlıova ile Hatay arasındaki bölgede 600 kilometre fay kırığının batı ucunda meydana geldi. Kahramanmaraş Pazarcık depremi diye geçiyor ama bir ucu Hatay’da Hassa, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yer kabuklarına kırıklar var. Buna Kahramanmaraş-Hatay depremi demek daha doğru olabilir.”
“Kırılan fay diğer fayları etkiler mi?” sorusuna da Ersoy şu cevabı verdi: “Kırılmayan fay parçaları var. Hatay ve Kahramanmaraş’tan sonra Erkenek diye bir fayzonu var. O bölgede gelecekte, bu anında tetikleyecek anlamında değil, teorik olarak gelecekte olabileceğini söylüyoruz. Şu anda 100’ün üzerinde deprem var. Artçılar en az 1 yıl kadar devam edecek.”
Depremden önce mutlaka yapın
Binanızın depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol ettirin.
Bina içinde eşyaların sabitlenmiş olduğundan emin olun.
Mutlaka afet planı yapın. Herkesin aile afet planı olsun. Zaman zaman bunun tatbikatını yapın
Mutlaka afet sigortası yaptırın .
Depremde elektrik, su, doğalgaz nasıl kesilir öğrenin, uygulamasını yapın.
Yanıcı maddeleri ve ev kimyasallarını devrilip kırılmayacak ve karışmayacak şekilde saklayın.
Kırılıp saçılacak ve tehlike yaratacak camları filmle kaplayın.
Deprem anında nasıl tahliye olunur öğrenin.
Hafif arama-kurtarma, ilkyardım öğrenin